Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

1885’te bisikletle dünyayı gezen gezginin anadoluya hayranlığı

1885 yazında İstanbul sokaklarında bir İngiliz gezgin, dönemin halkını şaşkına çevirmişti.

1885 yazında İstanbul sokaklarında

BİSİKLETLE DÜNYAYI DOLAŞAN İLK KİŞİ

İngiltere doğumlu Stevens, 1871’de ABD’ye yerleştiğinde ne bir sporcu ne de bir maceraperestti.
Ancak kısa sürede bisiklete tutkuyla bağlandı.
1884’te Amerika kıtasını San Francisco’dan Boston’a beş ayda geçince, bir dergiden gelen sponsorluk teklifiyle rotasını bu kez tüm dünyaya çevirdi.

Jules Verne’in “80 Günde Devr-i Alem” romanından esinlenen Stevens, aynı serüveni trenle değil bisikletle yaşamaya karar verdi.
Yanına yalnızca birkaç iç çamaşırı, bir silah, çadır ve yedek lastik alarak yola çıktı.

OSMANLI TOPRAKLARINDA BİR İNGİLİZ GEZGİN

Avrupa’yı pedallayarak geçen Stevens, 1885’te Edirne’den İstanbul’a ulaştı.
İstanbul Oteli’nde konaklarken kahvaltıda yediği kuzu kızartmasını uzun uzun övdü.
Sokaklarda bisikletini gören kalabalıklar “gösteri yapması” için etrafını sarıyor, o ise kimi zaman zaptiyelerin yardımıyla bu ilgiden kaçmak zorunda kalıyordu.

Galata Köprüsü’nü geçerken halkın “Bin, bin!” tezahüratları arasında pedal çeviren Stevens, İstanbul’u “dünyanın en kozmopolit şehirlerinden biri” olarak tanımladı.
Ramazan ayına denk gelen ziyaretinde minareler arasına gerilen mahyaları hayranlıkla anlattı; vapurlarda sigara içen kadınları gözlemledi, kahvehanelerin dışında karanlık sokaklarda elinde lamba taşıyan insanlardan etkilendi.

Boğaz’da gezerken büyükelçilerin Tarabya’daki yazlıklarını not etti, vapurla Üsküdar’a geçtiğinde Rufai dervişlerinin zikir ayinini izledi.
Kısa süre sonra 2. Abdülhamid’in alayına denk geldi ve padişahı bir anlığına görmeyi “hayatımın hedeflerinden birine ulaştım” diye kaydetti.

YOZGATTAN ERZURUMA ANADOLU GÜNLERİ

İzmit Körfezi’nin beyaz köylerine, Sapanca Gölü’nün dinginliğine hayran kalan Stevens, Üsküdar’dan Anadolu içlerine doğru yola koyuldu.
Taraklı, Yozgat, Sivas ve Erzurum’a kadar uzanan yolculuğunda kimi zaman hanlarda, kimi zaman çadırlarda, bazen de köy evlerinde kaldı.

Yolda Kürt göçerlerin misafirperverliğini överken, Yozgat’ta Ermeni ailelerin evinde ağırlandı.
Ancak kimi zaman yanlış anlaşılmalar, kalabalık merakı ve eşkıya korkusu da yolculuğunu zorlu hale getirdi.
Yozgat’ta iki genç bisikletine zorla binmeye kalkınca küçük bir kavga yaşandı; zaptiyeler araya girdi.

Stevens, Anadolu halkını “meraklı ama dost canlısı” olarak tanımladı.
Erzincan’da meyve satan köylülerin para almayı reddetmesine şaşırdı, bunun üzerine çocuklara harçlık verdi.

ÇERKESLER VE ORYANTALİST  GÖZLEMLER

Yol boyunca sık sık Çerkes köylerine uğrayan Stevens, onların cesur ve güzel fiziklerini överken dönemin tipik oryantalist bakışını da yansıttı.
“Yarı medeni zihin” gibi ifadeler kullandıysa da, Anadolu’nun misafirperverliğini her fırsatta vurguladı.
Zamanla bakışının değiştiğini söyleyen araştırmacılara göre, Asya seyahati boyunca Stevens’ın ön yargıları azaldı ve kültürel farklılıklara daha fazla saygı duymaya başladı.

İLHAM VEREN SERÜVEN

Stevens, Osmanlı topraklarından sonra İran, Hindistan, Çin ve Japonya’ya uzandı.
Toplam 13.500 mil pedal çevirerek 1886’da Japonya’da yolculuğunu tamamladı.
Bu macerasını daha sonra “Around the World on a Bicycle” (Bisikletle Dünya Turu) adlı kitabında ölümsüzleştirdi.

Yıllar sonra Rusya’da Tolstoy’la tanıştı, Londra’da bir tiyatro yönetti.
Ancak en kalıcı mirası, bisikletin dünya çapında popülerleşmesini sağlaması oldu.

Türk araştırmacı Aydan Çelik’e göre, Stevens’ın Osmanlı seyahati yalnızca bir gezi değil, bir “bisiklet devriminin başlangıcı” idi.
Nitekim kısa süre sonra Amerikalı gezginler onun rotasını takip etmeye başladı.
Ve Ahmet Tevfik’in “Velosipet ile Bir Cevelan” adlı eseriyle ilk Türkçe bisiklet seyahatnamesi yazıldı muhtemelen Stevens’tan ilham alınarak.