Büllöz pemfigoid, ciltte büyük ve sıvı dolu kabarcıkların ortaya çıkmasıyla karakterize edilen otoimmün bir hastalıktır. Bu hastalık bağışıklık sisteminin vücudun kendi sağlıklı dokularını yabancı bir tehdit olarak algılaması sonucu oluşur. Normal şartlarda bağışıklık sistemi vücudu enfeksiyonlar ve zararlı maddelere karşı korur. Ancak büllöz pemfigoidde bu koruma mekanizması yanlışlıkla cilt dokularına saldırır ve ciddi cilt problemlerine yol açar.
Bu hastalık yaşlı kişilerde daha sık görülür ve ciltte kurdeşen benzeri büyük kabarcıkların oluşumuna neden olur. Bu kabarcıklar içi sıvı dolu olup cilt yüzeyinde şişkinlik ve kızarıklık olarak kendini gösterir. Kabarcıklar zamanla patlayarak açık yaralara dönüşebilir. Bu yaralar enfeksiyon riski taşıdığından dolayı dikkatli bir şekilde tedavi edilmelidir.
Büllöz Pemfigoid Belirtileri Nelerdir?
Büllöz pemfigoid belirtileri hastalığın etkilediği bölgeye ve hastalığın şiddetine bağlı olarak değişiklik gösterir. Genellikle bu otoimmün hastalık ciltte çeşitli rahatsızlıklar ve belirgin semptomlarla kendini gösterir. Belirtiler hastalığın erken evrelerinde hafif olabilirken ilerleyen safhalarda daha belirgin ve rahatsız edici hale gelir.
Öne çıkan belirtiler şunlardır:
- Kaşıntı ve Kızarıklık: Etkilenen bölgelerde yoğun kaşıntı ve ciltte belirgin bir kızarıklık görülür. Bu durum ciltte rahatsızlık hissini artırır ve hastalar kaşıntıyı hafifletmek için bölgeyi kaşımaya başlar.
- Kabarcıkların Çevresinde Ağrı: Ciltte oluşan sıvı dolu kabarcıkların çevresinde ağrı ve rahatsızlık hissi yaygındır. Bu kabarcıklar genellikle hassas olup hafif bir dokunuşla bile rahatsızlık verir.
- Kabarcıkların Patlaması: Zamanla bu kabarcıklar patlayabilir ve açık yaralara dönüşür. Patlayan kabarcıklar ciltte yaralar oluşturur ve bu durum enfeksiyon riskini arttırır.
Belirtilerin şiddeti ve yaygınlığı hastadan hastaya farklılık gösterir. Bazı hastalarda sadece birkaç kabarcık oluşurken diğerlerinde vücudun geniş alanlarında çok sayıda kabarcık ortaya çıkabilir. Belirtiler günlük yaşamı olumsuz etkileyebilecek kadar şiddetli hale geldiğinde derhal bir doktora başvurulması önerilir. Tedavi sürecinin erken aşamada başlaması belirtilerin kontrol altına alınmasına ve komplikasyonların önlenmesine yardımcı olur.