ABD’nin 47. Başkanı olarak seçilen Donald Trump, Suriye’deki son gelişmelerle ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Trump, Suriye’nin şu anki durumu için “Suriye yıkılmış durumda ve bizim dostumuz değil. ABD’nin bu meseleye hiç karışmaması gerekiyor. Suriye bizim sorunumuz değil. Durumu kendi akışına bırakmalı ve bu işe dahil olmamalıyız” şeklinde ifadeler kullandı.
Trump, daha önceki başkanlık döneminde de dış politikada “Önce Amerika” yaklaşımını benimsemiş ve ABD’nin dünya meselelerine müdahil olmaması gerektiğini savunmuştu. Suriye ile ilgili bu açıklaması da o dönemki tutumunun bir devamı niteliğinde. Trump özellikle ABD’nin askeri ve maddi olarak bu tür karmaşık bölgesel çatışmalara dahil olmasının ülkenin yararına olmadığını düşünüyor. Bu yaklaşıma göre Suriye’nin içindeki durum ve bölgesel kargaşa ABD’nin kendi sınırları içinde çözmesi gereken sorunlardan çok uzak bir konu.
Başkan Trump ABD’nin orada herhangi bir askeri müdahalede bulunmasını Amerikan halkının menfaatleri açısından yanlış bir hareket olarak değerlendiriyor. Suriye’nin karmaşık siyasi ve askeri yapısının ABD’yi daha fazla zor durumda bırakabileceği ve daha büyük maliyetler doğurabileceği düşüncesi de bu tür açıklamaların arkasında yatan sebepler arasında yer alıyor. Böylece Trump, ABD’nin dış politikada daha izole ve kendi iç meselelerine odaklanan bir strateji benimsemesi gerektiğini vurguluyor.
“Suriye dostumuz değil”
ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’de yaşanan olaylara ilişkin olarak “Suriye tamamen yıkılmış durumda ve bizim dostumuz değil. ABD’nin bu duruma kesinlikle müdahil olmaması gerekiyor. Suriye bizim sorunumuz değil. Her şeyi kendi akışına bırakmalıyız ve bu işe karışmamalıyız” şeklinde konuştu.
Bu açıklamalar Trump’ın daha önceki dış politika görüşlerini de yansıtıyor. Başkan Trump ABD’nin küresel meselelerde daha izole bir tutum benimsemesi gerektiğini savunmuş ve ülkenin kaynaklarını öncelikle kendi iç sorunlarına odaklayarak kullanması gerektiğini belirtmişti.
Trump’ın bu sözleri ABD’nin uzun yıllardır çeşitli bölgelerdeki çatışmalara müdahil olma politikasına karşı bir duruşu temsil ediyor. Suriye gibi karmaşık ve savaşla boğuşan bölgelerde ABD’nin yer almasının ülkeye fayda sağlamayacağını ve yalnızca daha fazla zorluk doğuracağını düşünüyor.
Başkan Suriye’deki karmaşanın ve iç savaşın ABD’nin müdahalesi olmaksızın kendi içinde çözülmesi gerektiğini vurguluyor. Bu yaklaşım Trump’ın dış politika stratejisinde daha kısıtlı ve ulusal çıkarları öncelikli bir çizgide hareket etme hedefini gösteriyor.