EVSİZLİKTEN AKADEMİK ZİRVEYE
1990’da Nijerya’dan Londra’ya neredeyse parasız bir şekilde döndüğünde, kısa süre içinde evsizler barınağında kalmak zorunda kalan Uchegbu, umudunu hiç kaybetmedi. Üç kızıyla belirsizlik içinde yaşamaya çalışırken bir yandan da bilim insanı olma hayalinin peşini bırakmadı.
Zorlu koşullar altında başladığı doktora yolculuğu, onu birkaç yıl içinde dünyanın sayılı nanoparçacık uzmanlarından birine dönüştürecekti.
ÇOCUKLUKTAN GELEN ZORLU BAŞLANGIÇ
Uchegbu’nun hayatındaki kırılma noktaları çok daha önce başlamıştı. İngiltere’de koruyucu bir ailede geçirilen ilk yıllar, sonradan babası tarafından ansızın alınması, annesini ancak 13 yaşında tanıması ve ardından onu çok erken yaşta kaybetmesi…
Tüm bu travmalar arasında en büyük desteği ise her zaman yanında olan babasından gördü.
NİJERYA’YA DÖNÜŞ
Gençlik yıllarında ailesiyle birlikte Nijerya’ya taşınması da onun için zorlu bir uyum süreciydi. Sıcak iklim nedeniyle ağır güneş yanıkları geçirdi, kültürel ve sosyal açıdan dışlandığını hissetti. Ancak fen ve matematik derslerinde bulduğu başarı, akademiye tutunmasını sağladı.
Bu tutku, onu henüz 16 yaşında üniversiteye taşıdı; eczacılık okudu, yüksek lisans yaptı, evlendi ve üç çocuk sahibi oldu. Ancak evliliğinin bozulması, onu yeniden Birleşik Krallık’a dönmeye yöneltti.
LONDRA’DA 2. BAŞLANGIÇ
Londra’ya döndüğünde maddi zorluklar nedeniyle evsizler barınağına sığınmak zorunda kaldı. Aynı banyoyu onlarca kişiyle paylaştığı bu karanlık dönemde bile geri adım atmadı.
Nanoteknoloji üzerine doktora programlarına başvurdu, küçük bir bursla yeni bir hayat kurdu ve üç yıl sonra —hayatını tamamen değiştirecek bir konferansta— Alman bilim insanı Andreas Schätzlein ile tanıştı.
Dört gün içinde birbirlerine âşık oldular ve yıllar sonra bu birliktelik, hem özel hem akademik iş ortaklığına dönüştü.
TIP DÜNYASINDA ÇIĞIR AÇAN ÇALIŞMALAR
Uchegbu ve Schätzlein bugün, ilaçların sadece hedeflenen bölgeye ulaşmasını sağlayan nanoparçacık teknolojileri üzerinde çalışıyor.
Bu sayede:
Kemoterapinin ağır yan etkilerinin azaltılması,
Şiddetli ağrı tedavisinde bağımlılık riskinin düşürülmesi,
Göz damlasıyla körlüğün tedavi edilmesi,
Beyne ulaşması zor ilaçların etkili şekilde taşınması
gibi yeniliklerin kapısı aralanıyor.
BİLİM VE MİZAHI AYNI SAHNEDE BULUŞTURMAK
Başarılı bilim insanı, öğretirken mizahın gücünü keşfetti ve bir komedi kursuna katılarak Londra’da sahneye bile çıktı.
Bugün hem bilim hem de anlatıcılık alanlarında etkili bir figür haline gelen Uchegbu, olağanüstü yolculuğunu kararlılığın neleri mümkün kılabileceğinin bir kanıtı olarak sürdürüyor.

