Nöbetçi Eczaneler
ŞAŞIRTAN GELİŞME
Fransa’yı sarsan Louvre Müzesi soygunu, hırsızların geride bıraktığı DNA izleri sayesinde çözüldü. Yetkililer, müzeden çalınan tarihi mücevherlerle ilgili yürütülen soruşturmada iki şüphelinin kimliğini bu izler üzerinden tespit etti. Ancak çalınan eserlerin henüz bulunamadığı bildirildi.
Paris Savcısı Laure Beccuau, düzenlediği basın toplantısında, “Takıların bir gün bulunacağına ve Fransız halkına iade edileceğine inanıyorum” dedi. Beccuau, zanlıların Apollo Galerisi’ne girerek 9 tarihi eseri çaldıklarını kısmen itiraf ettiklerini açıkladı. Şüphelilerin, “organize hırsızlık” suçundan yargılanmak üzere sorgu hâkimine sevk edileceğini belirtti.
Savcılığın açıklamasına göre, ilk şüpheli 34 yaşında, Cezayir asıllı bir erkek. Zanlının kimliği, kaçışta kullanılan motosikletteki DNA örneği sayesinde belirlendi. Diğer zanlının ise 39 yaşında, Fransa doğumlu olduğu ve müzenin kırılan camlarında DNA izinin tespit edildiği kaydedildi.
Beccuau, hırsızların herhangi bir “müze içi destek” almadığının da altını çizdi. Ayrıca, çalınan eserlerin satılamayacağını, satın alan herkesin “hırsızlık malı gizleme” suçunu işlemiş olacağını hatırlattı.
Fransız adaletine göre şüpheliler, organize hırsızlık suçundan 15 yıla, suç örgütü kurmaktan ise 10 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak.
LOUVRE’DE GÜVENLİK KRİZİ
19 Ekim sabahı yaşanan soygunda, Louvre’un Kraliyet mücevherlerinin sergilendiği Apollo Galerisi’nden “paha biçilemez” değerde 9 eser çalınmıştı. Olay sırasında 3. Napolyon’un eşi İmparatoriçe Eugénie’ye ait taç, hasarlı biçimde müze dışında bulunmuştu.
Yedi dakika süren soygunun ardından, müzenin güvenlik sistemlerindeki eksikler gündeme gelmiş, Sayıştay raporu “kritik teknik yetersizlikler” tespit etmişti. Müze Müdürü Laurence des Cars, sorumluluğu kabul ederek istifasını sunmuş, ancak Kültür Bakanı Rachida Dati tarafından istifası reddedilmişti.
Soygunun ardından güvenlik önlemleri artırıldı; bazı mücevher koleksiyonları, Fransa Merkez Bankası’na taşındı.
Maddi değeri 88 milyon avro olarak tahmin edilen çalınan eserlerin, uluslararası sanat kaçakçılığı piyasasında bile satılamayacak kadar tanınır oldukları vurgulanıyor.