Parapleji, alt vücut kaslarının güç kaybı ve duyu fonksiyonlarının yitirilmesiyle karakterize edilen bir durumdur. Ancak bu durum yalnızca kas ve duyusal kayıplarla sınırlı değildir. Aynı zamanda otonomik fonksiyonlar da etkilenir. Otonomik fonksiyonlar, vücudun bilinçli kontrolü dışında çalışan, nefes alma, sindirim ve dolaşım gibi hayati süreçleri yöneten işlevlerdir. Bu nedenle omurilik felci, sadece fiziksel bir engel olarak değil, vücudun iç sistemlerini de etkileyen geniş kapsamlı bir bozukluktur.
Parapleji, omuriliğin çeşitli nedenlerle hasar görmesi sonucu ortaya çıkar. Travmalar, özellikle trafik kazaları, spor yaralanmaları veya düşmeler gibi nedenlerle omurilikte ciddi hasarlar meydana gelir.
Bunun dışında omuriliği etkileyen tümörler, sinir sistemi hastalıkları, kanamalar, radyasyon maruziyeti ya da bazı enfeksiyonlar da paraplejiye yol açar. Omurilik, beyin ve vücut arasında bilgi iletimi sağlayan bir yapı olduğundan bu yapının zarar görmesi alt vücutta kalıcı felç ve duyu kayıplarına neden olur.
Parapleji Belirtileri Nelerdir?
Parapleji, omurilik tarafından taşınan fonksiyonların kısmi ya da tam kaybını ifade eder ve bu kayıplar çeşitli şekillerde kendini gösterir. En bilinen semptomlardan biri, kas gücünün azalması ya da tamamen kaybolmasıdır. Bu durum kasların hareket edemeyecek kadar felç olmasına yol açar.
Aynı zamanda, ağrı, ısı, dokunma ve pozisyon duyularının kısmen ya da tamamen kaybolması da paraplejinin sık görülen belirtilerindendir. Bu duyu kayıpları vücudun alt kısmında hissedilen çevresel uyarılara karşı tepkisiz kalmasına neden olur.
Refleksler de paraplejide önemli bir rol oynar. Omurilik hasarı, reflekslerin zayıflamasına ya da tamamen kaybolmasına yol açar. Normalde otomatik olarak çalışan bu reflekslerin bozulması, vücudun iç işleyişinde de aksamalara neden olur.
Özellikle bağırsak ve idrar yolları gibi otonomik fonksiyonlar ciddi şekilde etkilenir. İdrar yapma ve dışkılama fonksiyonlarında bozulma paraplejinin sık karşılaşılan sorunlarındandır.
Kas ve duyu kayıpları sadece fiziksel sınırlamalar yaratmakla kalmaz, aynı zamanda bireylerin günlük yaşam aktivitelerini de büyük ölçüde zorlaştırır. Bu durum paraplejinin birey üzerinde yarattığı yükü daha da artırır. Paraplejiyle başa çıkmak için uzun süreli tedavi, rehabilitasyon ve destekleyici yaklaşımlar önem taşır.